Ankara'nın Hamamönü semtindeki, Karacabey Hamamı, çocukluk hatıralarımdaki annemle gittiğimiz ilk mahalle hamamıydı. Natır Ayşe hanımın kucağında götürüldüğüm sıcaklıkta, kubbe çok büyük, kapı çok küçük gelir, korkardım. Kubbesindeki cam fanuslardan giren aydınlığın, sıcaklığın buharlı havasında oluşturduğu ışık oyunlarını hayranlıkla izlerdim. Yaz gelince Bursa'ya, annemin Reyhan'daki aile evine giderdik. Konya Karaman'dan, Üsküp ve Pirlepe'ye "evlad-ı fatihan" olarak giden aile, Balkan Savaşı sonrası, muhacir olarak buraya yerleşmiş. İki çıkmaz sokak, hep akraba evleri idi. Dedemin bir iç bahçe etrafında oluşan ahşap evinin, her odasında yüklük, gusulhane vardı. Yaz ayları gelin hamamları çok olurdu. Üstü körüklü atlı arabalarla, konvoy halinde, Çekirge Hamamı'na gidilirdi.
Ankara'nın Hamamönü semtindeki, Karacabey Hamamı, çocukluk hatıralarımdaki annemle gittiğimiz ilk mahalle hamamıydı. Natır Ayşe hanımın kucağında götürüldüğüm sıcaklıkta, kubbe çok büyük, kapı çok küçük gelir, korkardım. Kubbesindeki cam fanuslardan giren aydınlığın, sıcaklığın buharlı havasında oluşturduğu ışık oyunlarını hayranlıkla izlerdim. Yaz gelince Bursa'ya, annemin Reyhan'daki aile evine giderdik. Konya Karaman'dan, Üsküp ve Pirlepe'ye "evlad-ı fatihan" olarak giden aile, Balkan Savaşı sonrası, muhacir olarak buraya yerleşmiş. İki çıkmaz sokak, hep akraba evleri idi. Dedemin bir iç bahçe etrafında oluşan ahşap evinin, her odasında yüklük, gusulhane vardı. Yaz ayları gelin hamamları çok olurdu. Üstü körüklü atlı arabalarla, konvoy halinde, Çekirge Hamamı'na gidilirdi.