Farsçadan çevirisini yaptigimiz Alaaddin Ata Melik Cüveynî’nin, dünya fatihinin (Cengiz Han’in) tarihi anlamina gelen Târih-i Cihan Güsa adli eseri üç cild halindedir. Birinci ciltte, uzun bir Önsöz’den sonra Mogollarin eski âdet ve gelenekleriyle Cengiz’in yasalarina; onun ortaya çikisina ve Uygur memleketlerindeki fetihlerine deginilir ve bu münasebetle Uygurlarin dinleri, âdetleri ve efsaneleri hakkinda kiymetli bilgiler verilir. Bundan sonra Cengiz’in ölümüne kadar Maveraünnehr ve Iran’daki fetihleri ve Güyük Han’in ölümüne kadar meydana gelen olaylar genis bir sekilde anlatilir, Tuli ile Çagatay’dan kisaca bahsedilir. Tarihçiler onun bu ciltte verdigi bilgilerin baska hiçbir kaynakta bulunmamasindan dolayi çok kiymetli oldugunu belirtirlerken bazi yerlerin, bilhassa asker ve ölü sayisi hakkinda verdigi rakamlarla ilgili yerlerin çok mübalagali ve itimada lâyik olmadigini söylerler.
Farsçadan çevirisini yaptigimiz Alaaddin Ata Melik Cüveynî’nin, dünya fatihinin (Cengiz Han’in) tarihi anlamina gelen Târih-i Cihan Güsa adli eseri üç cild halindedir. Birinci ciltte, uzun bir Önsöz’den sonra Mogollarin eski âdet ve gelenekleriyle Cengiz’in yasalarina; onun ortaya çikisina ve Uygur memleketlerindeki fetihlerine deginilir ve bu münasebetle Uygurlarin dinleri, âdetleri ve efsaneleri hakkinda kiymetli bilgiler verilir. Bundan sonra Cengiz’in ölümüne kadar Maveraünnehr ve Iran’daki fetihleri ve Güyük Han’in ölümüne kadar meydana gelen olaylar genis bir sekilde anlatilir, Tuli ile Çagatay’dan kisaca bahsedilir. Tarihçiler onun bu ciltte verdigi bilgilerin baska hiçbir kaynakta bulunmamasindan dolayi çok kiymetli oldugunu belirtirlerken bazi yerlerin, bilhassa asker ve ölü sayisi hakkinda verdigi rakamlarla ilgili yerlerin çok mübalagali ve itimada lâyik olmadigini söylerler.