"Bu Müslümanların gerçek akıbeti o zamanın insanlarından ancak ölülerle can çekişenleri görmüş olanlar tarafından anlaşılmıştır; örneğin 1878 yılında Osmanlı Bulgaristan'ında, bazılarının aile fertleri olması muhtemel 400 kişilik bir grup mültecinin soğuktan donmuş vücutları arasında sağ kalabilen küçük kız çocuğunu bulan tren istasyonu görevlisi felaketin farkına vardı. Buradaki Müslümanların kaderi, o kızcağızın evlerinden çıkartılıp ölüme sürülmüş olan ailesinin akıbetiydi. Bu, aynı zamanda yabancı biri tarafından kurtarılan o kızcağızın da kaderiydi. O kızcağızla sağ kalan diğerlerinin evlatları, modern Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarınn çoğunuluğunu teşkil etti."
"Bu Müslümanların gerçek akıbeti o zamanın insanlarından ancak ölülerle can çekişenleri görmüş olanlar tarafından anlaşılmıştır; örneğin 1878 yılında Osmanlı Bulgaristan'ında, bazılarının aile fertleri olması muhtemel 400 kişilik bir grup mültecinin soğuktan donmuş vücutları arasında sağ kalabilen küçük kız çocuğunu bulan tren istasyonu görevlisi felaketin farkına vardı. Buradaki Müslümanların kaderi, o kızcağızın evlerinden çıkartılıp ölüme sürülmüş olan ailesinin akıbetiydi. Bu, aynı zamanda yabancı biri tarafından kurtarılan o kızcağızın da kaderiydi. O kızcağızla sağ kalan diğerlerinin evlatları, modern Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarınn çoğunuluğunu teşkil etti."