Günün insanı eski zamanları sisler içinde açan pembe güller gibi düşünüyor. Günün insanı, ipek feracelerine bürünmüş sultanların lale ve nergis bahçelerinde dolaştıklarını, eflatun salkımların ve mor erguvanların dantelinden süzülen ay ışığında uzun sarı saçlı cariyelerin raksettiklerini görmek istiyor. Bunların ardından, bu bahçelerin duvarların ötesinde başka türden bir yaşam, bir yazarın dediği gibi bir tür çöl ve alabildiğine sefalet olduğun düşünmek istemiyor. Bu davranışın mantığı vardır. Günün insanı yitirilmiş de olsa kendisini mutlu edecek avutucu güzellikler peşindedir. Onu bu eski kültürün gizemleri içinde aramakta haklı da olabilir. Gerçekler ya da gerçek sanılanlar ise bilge tarihçilerin işi. Biz tarihçi ve bilim adamı değiliz. O nedenle bazen pembe gülleri bazen de içimizi acıtan o görüntüleri anlatıyoruz. Bu anlatacaklarımızın mekanı ise Boğaziçi'nin üç tatlı semti: Kandilli, Vaniköy, Çengelköy... Bu çalışmayı yaparken kaynak olarak tarih ve anı kitaplarını, ansiklopedileri, eski gravür ve fotoğraf albümlerini, eski harita ve planları inceledik ve kullandık. Bostancıbaşı defterlerinden, salnamelerden yararlandık. Tapu ve Nüfus sicillerinde araştırmalar yaptık. Bu semtlerde yaşamış ya da yaşamakta olan kişilerle görüştük. Son olarak ellerimizde kent rehberleri ve kameralarla dolaştık; günümüzdeki görüntüleri belirlemeye çalıştık
Günün insanı eski zamanları sisler içinde açan pembe güller gibi düşünüyor. Günün insanı, ipek feracelerine bürünmüş sultanların lale ve nergis bahçelerinde dolaştıklarını, eflatun salkımların ve mor erguvanların dantelinden süzülen ay ışığında uzun sarı saçlı cariyelerin raksettiklerini görmek istiyor. Bunların ardından, bu bahçelerin duvarların ötesinde başka türden bir yaşam, bir yazarın dediği gibi bir tür çöl ve alabildiğine sefalet olduğun düşünmek istemiyor. Bu davranışın mantığı vardır. Günün insanı yitirilmiş de olsa kendisini mutlu edecek avutucu güzellikler peşindedir. Onu bu eski kültürün gizemleri içinde aramakta haklı da olabilir. Gerçekler ya da gerçek sanılanlar ise bilge tarihçilerin işi. Biz tarihçi ve bilim adamı değiliz. O nedenle bazen pembe gülleri bazen de içimizi acıtan o görüntüleri anlatıyoruz. Bu anlatacaklarımızın mekanı ise Boğaziçi'nin üç tatlı semti: Kandilli, Vaniköy, Çengelköy... Bu çalışmayı yaparken kaynak olarak tarih ve anı kitaplarını, ansiklopedileri, eski gravür ve fotoğraf albümlerini, eski harita ve planları inceledik ve kullandık. Bostancıbaşı defterlerinden, salnamelerden yararlandık. Tapu ve Nüfus sicillerinde araştırmalar yaptık. Bu semtlerde yaşamış ya da yaşamakta olan kişilerle görüştük. Son olarak ellerimizde kent rehberleri ve kameralarla dolaştık; günümüzdeki görüntüleri belirlemeye çalıştık