RAHMİ M. KOÇ, İNSANI yaptığı işte rahat bırakıyor. Bunu bu kitap üzerinde çalışırken yaşadım; çalışmamı nasıl istersem öyle yapabilecektim ve hangi konuda olursa olsun, ihtiyacım olduğu anda kendisinden destek alabilecektim. Ömer Koç da Rahmi M. Koç ile bu konuda adeta yarış etti. Arada bir, ya birinden ya diğerinden bir kitap, bir makale veya bir fotoğraf geliyordu. Bu durum, işin başından sonuna kadar böylece sürdü gitti. Kitap üzerinde çalışırken yabancı arkadaşlarım birkaç kere, "Bu kitabı ne kadar keyifle yapıyorsun!" diyerek gözlemlerini dile getirdiler. Demek ki farkında olmadan keyfimi onlara da yansıtmışım. Her şey Rahmi Bey'in yeni satın aldığı yalının tarihi hakkında bilgi edinme isteğiyle başladı. Kısa bir mektupla bana bu konudaki ilgisini bildirdi. Araştırmalarıma ve kitap çalışmalarıma bu kadar destek veren, bana güven gösteren değerli dostuma teşekkürümü ifade edecek bir fırsat çıkmıştı bana. Hemen telefon ettim; araştırmaları yapıp, toplayacağım bilgileri yeni ev hediyesi olarak, kendisi için bir kitap haline getirmek istediğimi bildirdim. Ama iş göründüğü kadar basit değildi. Birçok yayında "Ostrorog Yalısı"nın sözü geçiyordu, ama verilen bilgiler hemen hemen hepsinde küçük farklılıklarla tekrar ediliyordu. Yalının ne zaman ve kimin tarafından yapıldığını amcam Celaleddin Atasoy bile Kandilli Tarihi kitabında yazamamıştı. Kitabında yazdıklarından daha fazla bilgi sahibi olup olmadığını anlamak için kendisine gittim, ama bildiği kadarını yazmıştı.
RAHMİ M. KOÇ, İNSANI yaptığı işte rahat bırakıyor. Bunu bu kitap üzerinde çalışırken yaşadım; çalışmamı nasıl istersem öyle yapabilecektim ve hangi konuda olursa olsun, ihtiyacım olduğu anda kendisinden destek alabilecektim. Ömer Koç da Rahmi M. Koç ile bu konuda adeta yarış etti. Arada bir, ya birinden ya diğerinden bir kitap, bir makale veya bir fotoğraf geliyordu. Bu durum, işin başından sonuna kadar böylece sürdü gitti. Kitap üzerinde çalışırken yabancı arkadaşlarım birkaç kere, "Bu kitabı ne kadar keyifle yapıyorsun!" diyerek gözlemlerini dile getirdiler. Demek ki farkında olmadan keyfimi onlara da yansıtmışım. Her şey Rahmi Bey'in yeni satın aldığı yalının tarihi hakkında bilgi edinme isteğiyle başladı. Kısa bir mektupla bana bu konudaki ilgisini bildirdi. Araştırmalarıma ve kitap çalışmalarıma bu kadar destek veren, bana güven gösteren değerli dostuma teşekkürümü ifade edecek bir fırsat çıkmıştı bana. Hemen telefon ettim; araştırmaları yapıp, toplayacağım bilgileri yeni ev hediyesi olarak, kendisi için bir kitap haline getirmek istediğimi bildirdim. Ama iş göründüğü kadar basit değildi. Birçok yayında "Ostrorog Yalısı"nın sözü geçiyordu, ama verilen bilgiler hemen hemen hepsinde küçük farklılıklarla tekrar ediliyordu. Yalının ne zaman ve kimin tarafından yapıldığını amcam Celaleddin Atasoy bile Kandilli Tarihi kitabında yazamamıştı. Kitabında yazdıklarından daha fazla bilgi sahibi olup olmadığını anlamak için kendisine gittim, ama bildiği kadarını yazmıştı.