1964 yılında İstanbullu Rumlar büyük bir felaket yaşadılar. Evlerini terk etmek zorunda bırakıldılar ve bilmedikleri bir dünyaya sürgün edildiler. Yabancı statüsüne alınmaları, bir bavulla vatanı terk etmeleri, hukukla korunan tüm haklarının bir anda ellerinden kayıp gitmesi gibi, bu trajik olayda yaşanan travmalar ve zorluklar bugüne dek birkaç araştırmanın ve filmin konusu oldu. İstanbullu Rumlar ve 1964 Sürgünleri, konunun derinlemesine incelenmesi için sözü bu acının muhataplarına bırakıyor.
Kitap, bu sürgüne neyin yol açtığını, sürgünün nasıl gerçekleştiğini, basında bu konunun nasıl işlendiğini ve yeni bir hayat kurmak zorunda olanların neler yaşadıklarını, tarihi belgeler ve tanıklıklar marifetiyle ortaya koyuyor. Azınlık hukuku ve ulus-devlet prensibi gibi teorik tartışmaların yanı sıra kişisel hikayelere de yer vererek, bu trajedinin izini sürüyor.
"Bir insan topluluğunun tarihini kendi sözcükleriyle yazmak, o tarihin mihenk taşları arasındaki insani yaşanmışlıkları anlamak için önemlidir. Bunun gerçekleşmesi için de sözü o tarihi yaşayanlara bırakmak gereklidir. Bugün bu kitapla amacımız, 1964 tarihini İstanbullu Rumların sözcükleriyle aydınlatma çabalarını gün ışığına çıkarabilmektir. Bir sözcükte fırtınalar koparanların bazen susup, söyleyecek sözü olanları dinlemesi beklentisini taşır.
1964 yılında İstanbullu Rumlar büyük bir felaket yaşadılar. Evlerini terk etmek zorunda bırakıldılar ve bilmedikleri bir dünyaya sürgün edildiler. Yabancı statüsüne alınmaları, bir bavulla vatanı terk etmeleri, hukukla korunan tüm haklarının bir anda ellerinden kayıp gitmesi gibi, bu trajik olayda yaşanan travmalar ve zorluklar bugüne dek birkaç araştırmanın ve filmin konusu oldu. İstanbullu Rumlar ve 1964 Sürgünleri, konunun derinlemesine incelenmesi için sözü bu acının muhataplarına bırakıyor.
Kitap, bu sürgüne neyin yol açtığını, sürgünün nasıl gerçekleştiğini, basında bu konunun nasıl işlendiğini ve yeni bir hayat kurmak zorunda olanların neler yaşadıklarını, tarihi belgeler ve tanıklıklar marifetiyle ortaya koyuyor. Azınlık hukuku ve ulus-devlet prensibi gibi teorik tartışmaların yanı sıra kişisel hikayelere de yer vererek, bu trajedinin izini sürüyor.
"Bir insan topluluğunun tarihini kendi sözcükleriyle yazmak, o tarihin mihenk taşları arasındaki insani yaşanmışlıkları anlamak için önemlidir. Bunun gerçekleşmesi için de sözü o tarihi yaşayanlara bırakmak gereklidir. Bugün bu kitapla amacımız, 1964 tarihini İstanbullu Rumların sözcükleriyle aydınlatma çabalarını gün ışığına çıkarabilmektir. Bir sözcükte fırtınalar koparanların bazen susup, söyleyecek sözü olanları dinlemesi beklentisini taşır.