İstanbul'dan Bizans'a yeniden keşfin yolları 1800 - 1955 From Istanbul to Byzantium paths to rediscovery 1800 - 1955.
On dokuzuncu ve yirminci yüzyılın başında, İstanbul’da jeopolitik, diplomatik, akademik, sanatsal ve yerel çıkarların kesişmesi, zengin ve ortak bir miras olarak Bizans geçmişine dair bilinci artırmıştı. Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün, Brigitte Pitarakis’in küratörlüğünde hazırladıkları İstanbul’dan Bizans’a: Yeniden Keşfin Yolları, 1800–1955 sergisi, Osmanlı başkentinin, bir bilim dalı olarak gelişmeye başlayan Bizans araştırmalarının şekillenmesindeki merkezi rolünü irdeliyor.
İstanbul’un canlı ve çok kültürlü ortamında, Bizans’a odaklanan yeni kurulmuş kültürel ve akademik kurumlarda yan yana gelen farklı geçmiş, köken ve ülkelerden kişilerin oluşturduğu entelektüel çevrelerde ortak bir tutku ortaya çıkmıştı. Şehri modernleştirme çabalarının harekete geçirdiği görsel dönüşümle birlikte Konstantinopolis’e dair, basitleştirilmiş oryantalist bakışın hayali tablo manzarası algısını kırmaya yönelik adımlar atılmış, yeni ortaya çıkan veya yeniden değerlendirilen arkeolojik buluntular akılcı bir yaklaşımla ele alınmıştı. İstanbul’un Bizans geçmişini belgelemeye çalışanlar şehrin kültürel mirasının korunmasında yol gösterici olmakla kalmamış, bilimsel araştırma yöntemleri de geliştirmişti.
On dokuzuncu ve yirminci yüzyılın başında, İstanbul’da jeopolitik, diplomatik, akademik, sanatsal ve yerel çıkarların kesişmesi, zengin ve ortak bir miras olarak Bizans geçmişine dair bilinci artırmıştı. Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün, Brigitte Pitarakis’in küratörlüğünde hazırladıkları İstanbul’dan Bizans’a: Yeniden Keşfin Yolları, 1800–1955 sergisi, Osmanlı başkentinin, bir bilim dalı olarak gelişmeye başlayan Bizans araştırmalarının şekillenmesindeki merkezi rolünü irdeliyor.
İstanbul’un canlı ve çok kültürlü ortamında, Bizans’a odaklanan yeni kurulmuş kültürel ve akademik kurumlarda yan yana gelen farklı geçmiş, köken ve ülkelerden kişilerin oluşturduğu entelektüel çevrelerde ortak bir tutku ortaya çıkmıştı. Şehri modernleştirme çabalarının harekete geçirdiği görsel dönüşümle birlikte Konstantinopolis’e dair, basitleştirilmiş oryantalist bakışın hayali tablo manzarası algısını kırmaya yönelik adımlar atılmış, yeni ortaya çıkan veya yeniden değerlendirilen arkeolojik buluntular akılcı bir yaklaşımla ele alınmıştı. İstanbul’un Bizans geçmişini belgelemeye çalışanlar şehrin kültürel mirasının korunmasında yol gösterici olmakla kalmamış, bilimsel araştırma yöntemleri de geliştirmişti.