"Sultan Bayezid Han-ı Veli'ye karşı oğlu Selim Han 1512 tarihinde isyan etti. Çorlu adlı yerde Selim, Bayezid Han ile savaştı. Kul taifesinin galebesi ile babasından padişahlığı alınca Bayezid Han beddua edip, Selimler ömrünüz az olsun ve gaziniz çok olsun. Padişahlığı benden Çorlu'da aldınız yine Çorlu'da veresiz, dedi. Dediği sabittir ki, buna şahit olan sözüne güvenilir kişilerden naklolunur. Allah' m hikmeti inci saçan sözleri gerçekleşmiş, iki Selim de Çorlu'da ölmüş, ikisinin de padişahlığı sekiz ile dokuz sene olmuştur. Allah bilir, başka Selimlere de tesir eder derlerdi. Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez.
İstanbul, Nizam-ı Cedid adıyla anılan genel yenilenme döneminde özellikle de ele alınan askeri yapılanmaların etkisiyle daha önceki asırlarla kıyaslanmayacak derecelerde askeri anlamda işlevleri olan anıtsal binalarla donanmıştır. Selimiye, Üsküdar, Levent, Taksim kışlaları, Hasköy'de Humbaracı ve Lağımcı Ocağı kışlası, Tophane, Baruthane, Mühendishane ve Matbaa binaları, yeni ve çağdaş bir donanmanın meydana getirilmesiyle büyük bir canlılık kazanan ve genişletilen Tersane, Avrupa örneklerine uygun Kuru Havuz inşaası, büyük hububat ambarları, Haliç ve Boğaziçi'nde kız kardeşleri adına yaptırılan saraylar, kendisi ve annesi adına olmak üzere inşa edilen çeşitli camiiler, çeşmeler; yeni yapılan tekkeler, mevlevihaneler ve nihayet Boğazların tahkimi amacıyla her iki tarafta olmak üzere yükselen kaleler... Bütün bunlar şehrin III. Selim zamanındaki imar faaliyetlerinin boyutu hakkında bir fikir vermektedir.
In the work, istanbul in the era of Selim III comes to the fore, particularly from a political and cultural aspect. The city was truly filled by a number of works built during the era of Selim III. It will not escape the notice of the reader that these have been presented in a way that is in keeping with their importance and that they have been carefully reproduced. istanbul during the reign of Selim III not only had a natural beauty, it represented ethnic, religious and cultural tastes, and there is no doubt that, with the political position it held, it was truly a world and European center; in the words of a Prussian ambassador: "The most accomplished European diplomats are like children here." This work not only reflects this, but also carries the characteristic of a visual urban history and in this way it lays in front of us the enchantment and ancient magnificence of istanbul, which has been chosen as European Cultural Capital for 2010.
"Sultan Bayezid Han-ı Veli'ye karşı oğlu Selim Han 1512 tarihinde isyan etti. Çorlu adlı yerde Selim, Bayezid Han ile savaştı. Kul taifesinin galebesi ile babasından padişahlığı alınca Bayezid Han beddua edip, Selimler ömrünüz az olsun ve gaziniz çok olsun. Padişahlığı benden Çorlu'da aldınız yine Çorlu'da veresiz, dedi. Dediği sabittir ki, buna şahit olan sözüne güvenilir kişilerden naklolunur. Allah' m hikmeti inci saçan sözleri gerçekleşmiş, iki Selim de Çorlu'da ölmüş, ikisinin de padişahlığı sekiz ile dokuz sene olmuştur. Allah bilir, başka Selimlere de tesir eder derlerdi. Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez.
İstanbul, Nizam-ı Cedid adıyla anılan genel yenilenme döneminde özellikle de ele alınan askeri yapılanmaların etkisiyle daha önceki asırlarla kıyaslanmayacak derecelerde askeri anlamda işlevleri olan anıtsal binalarla donanmıştır. Selimiye, Üsküdar, Levent, Taksim kışlaları, Hasköy'de Humbaracı ve Lağımcı Ocağı kışlası, Tophane, Baruthane, Mühendishane ve Matbaa binaları, yeni ve çağdaş bir donanmanın meydana getirilmesiyle büyük bir canlılık kazanan ve genişletilen Tersane, Avrupa örneklerine uygun Kuru Havuz inşaası, büyük hububat ambarları, Haliç ve Boğaziçi'nde kız kardeşleri adına yaptırılan saraylar, kendisi ve annesi adına olmak üzere inşa edilen çeşitli camiiler, çeşmeler; yeni yapılan tekkeler, mevlevihaneler ve nihayet Boğazların tahkimi amacıyla her iki tarafta olmak üzere yükselen kaleler... Bütün bunlar şehrin III. Selim zamanındaki imar faaliyetlerinin boyutu hakkında bir fikir vermektedir.
In the work, istanbul in the era of Selim III comes to the fore, particularly from a political and cultural aspect. The city was truly filled by a number of works built during the era of Selim III. It will not escape the notice of the reader that these have been presented in a way that is in keeping with their importance and that they have been carefully reproduced. istanbul during the reign of Selim III not only had a natural beauty, it represented ethnic, religious and cultural tastes, and there is no doubt that, with the political position it held, it was truly a world and European center; in the words of a Prussian ambassador: "The most accomplished European diplomats are like children here." This work not only reflects this, but also carries the characteristic of a visual urban history and in this way it lays in front of us the enchantment and ancient magnificence of istanbul, which has been chosen as European Cultural Capital for 2010.