Bu kitapta üzerinde durulan 'Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası', 19.Yüzyıl'ın başlarında Batı'da gelişen Sanayi Devrimi ile karşı karşıya kalmış geleneksel dericilik sanayiimizin en önemli tesislerinden birisidir. Bir başka deyişle, Batı'dan gelen böyle güçlü bir etki ile, ülkede geliştirilmeye çalışılan 'Sanayileşme düşüncesi'ni uygulamaya geçirebilmiş en eski fabrikalarımızdan birisidir.
Beykoz Fabrikası, gerçekte Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u almasıyla birlikte kurmuş olduğu çok geniş bir dericilik organizasyonunun zaman içindeki gelişimlerinin son ve en önemli halkasıdır. Bu yönüyle, İstanbul'daki 'Kazlıçeşme deri sanayii' eski ünlü 'Saraçhane' ve Beykoz Fabrikası, tarih içinde birbirleriyle çok sıkı bağlar içinde bulunmuşlardır. Ancak Beykoz Fabrikası, geleneksel yollarla çalışmış olan bu iki önemli tesisin yanında, o günlerin modern teknolojisini en etkili ve yaygın biçimde uygulayan bir sanayi kompleksi olarak özel bir önem taşımaktadır.
Gerçekte, kısaca 'Beykoz Fabrikası' diye isimlendirilen bu tesis, kumaştan kağıda, camdan porselene, deri ve ayakkabıdan askeri giyime kadar çok çeşitli teknolojiyi bünyesinde geliştirebilmiş bir kuruluştur.
Beykoz Fabrikası'nı Türk sanayi tarihi içindeki yeri, ürünleri ve çağının olayları ile birlikte inceleyen bu araştırma ile, 1810'lu yıllarda çalışmaya başlayıp, hala aynı konuda üretimini geliştirerek sürdürebilen ve birçok yönüyle bugünkü modern Türk dericilik sanayiine bir tür okul görevi yapmış olan bir fabrika, genç kuşaklara tanıtılmaktadır. Bu ünlü fabrika, varlığını sürdürdüğü çok uzun bir dönem içinde, geniş bir kadro yetiştirmiş, 1935'lerde kurulmuş olan Sümerbank'ın temel direklerinden birisi olmuş, kendi alanında birçok yeni tesisle, gelişen teknolojilerin ülkemizdeki uygulayıcısı olmuştur. Böyle bir öncü rolüyle bir yandan üretim yapmış, diğer yandan da yeni kuşakları, ileri düşünce sistemlerine doğru itmiştir.
Bu kitapta üzerinde durulan 'Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası', 19.Yüzyıl'ın başlarında Batı'da gelişen Sanayi Devrimi ile karşı karşıya kalmış geleneksel dericilik sanayiimizin en önemli tesislerinden birisidir. Bir başka deyişle, Batı'dan gelen böyle güçlü bir etki ile, ülkede geliştirilmeye çalışılan 'Sanayileşme düşüncesi'ni uygulamaya geçirebilmiş en eski fabrikalarımızdan birisidir.
Beykoz Fabrikası, gerçekte Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u almasıyla birlikte kurmuş olduğu çok geniş bir dericilik organizasyonunun zaman içindeki gelişimlerinin son ve en önemli halkasıdır. Bu yönüyle, İstanbul'daki 'Kazlıçeşme deri sanayii' eski ünlü 'Saraçhane' ve Beykoz Fabrikası, tarih içinde birbirleriyle çok sıkı bağlar içinde bulunmuşlardır. Ancak Beykoz Fabrikası, geleneksel yollarla çalışmış olan bu iki önemli tesisin yanında, o günlerin modern teknolojisini en etkili ve yaygın biçimde uygulayan bir sanayi kompleksi olarak özel bir önem taşımaktadır.
Gerçekte, kısaca 'Beykoz Fabrikası' diye isimlendirilen bu tesis, kumaştan kağıda, camdan porselene, deri ve ayakkabıdan askeri giyime kadar çok çeşitli teknolojiyi bünyesinde geliştirebilmiş bir kuruluştur.
Beykoz Fabrikası'nı Türk sanayi tarihi içindeki yeri, ürünleri ve çağının olayları ile birlikte inceleyen bu araştırma ile, 1810'lu yıllarda çalışmaya başlayıp, hala aynı konuda üretimini geliştirerek sürdürebilen ve birçok yönüyle bugünkü modern Türk dericilik sanayiine bir tür okul görevi yapmış olan bir fabrika, genç kuşaklara tanıtılmaktadır. Bu ünlü fabrika, varlığını sürdürdüğü çok uzun bir dönem içinde, geniş bir kadro yetiştirmiş, 1935'lerde kurulmuş olan Sümerbank'ın temel direklerinden birisi olmuş, kendi alanında birçok yeni tesisle, gelişen teknolojilerin ülkemizdeki uygulayıcısı olmuştur. Böyle bir öncü rolüyle bir yandan üretim yapmış, diğer yandan da yeni kuşakları, ileri düşünce sistemlerine doğru itmiştir.