Çeyiz Sandığı

Stok Kodu:
17024858351491
Boyut:
23 x 29 cm
Sayfa Sayısı:
423
Basım Yeri:
İstanbul
Basım Tarihi:
1999
Çeviren:
Ali Pasiner
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
1. hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
1.600,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 1.600,00TL
Aynı gün kargo
17024858351491
362185
Çeyiz Sandığı
Çeyiz Sandığı
1600.00

Türklerin unutulmuş kültür değerlerinden çeyiz sandıklarının üzerine bir ışık tutulacak olursa, karşımıza eşsiz güzellikte ve güzel olduğu kadar da mana dolu bir baş eser çıkıyor. Çeyiz sandığı nesnel güzelliği kadar, temsil ettiği yüksek aile ve evlilik değerleri itibariyle de diğer birçok sanat eserinden önce gelir. Geleneksel kültür ürünlerimizi yeniden değerlendirirken, çeyiz sandıklarını da gündeme getirmenin zamanı gelmiştir. Eski çeyiz sandıkları örnek alınarak yapılacak olan yeni sandıklar, mobilya, dekorasyon ve hediye sektörlerinde yer alabilir. Çeyiz ve sandık dışı kadar içi de güzel olanın, zarf ile mazruf arasındaki uyumun eşsiz bir örneğidir. Kadın eliyle meydana getirilmiş olan uygarlık ürünlerinin en eskisi, sandıklarında saklanır. Sandıklardaki çeyiz, el değmemiş tarih arşivleri gibi, onları açıklayacak araştırmacıları bekler durur. Çeyiz; şehirli olsun, yörük veya köylü olsun, genç kadınların duygularını, sanatını, hayata bakışını yansıtır ve yapıldığı yörenin geçmiş kültürüne dair ipuçları verir. Çeyiz geçmişten bugüne toplumun genç kadın nesillerinin bir panoramasını bize ulaştırmaktadır. Yüz yıl önce de, bin yıl önce de, çeyiz her zaman genç kızlar tarafından işlenmiştir. Zaten bu kadar çok çeşitli, bu kadar çok heyecanı ancak genç ruhlar işleyebilir. Çeyiz işlemeleri gençlik kokar, çeyizden renk ve motif dolu bir can akar. Eskiden beri toplumda kadının yeterince söz sahibi olmadığı, kendini anlatamadığı, anlaşılamadığı söylenir durur ama yine de kimse yüzyıllardır çeyiz işlerinde kendini anlatan kadınların gizli lisanına kulak vermez. Çeyiz Sandığı'nı yazmaya başlarken uzaktan küçük yeşil bir vaha gibi görünen konu, yaklaştıkça büyüdü, sonunda dünya büyüklüğünde bir bahçenin içine girdim. O bahçeden, çiçekler toplamak, her tür ağacından bir meyve derlemek için bir ömrün yetmeyeceğini gördüm. Bilgi ve düşünceler Tanrının insana verdiği ışınlardır. İnsan yeteneğine, göre O'nun açtığı bilgi bereketinden alabildiği kadarını alıyor, toplayabildiği kadarını, aktarabiliyor. Bu kitapta aktarabildiğim bilgiler kimbilir, aslının kaçta kaçıdır.

Türklerin unutulmuş kültür değerlerinden çeyiz sandıklarının üzerine bir ışık tutulacak olursa, karşımıza eşsiz güzellikte ve güzel olduğu kadar da mana dolu bir baş eser çıkıyor. Çeyiz sandığı nesnel güzelliği kadar, temsil ettiği yüksek aile ve evlilik değerleri itibariyle de diğer birçok sanat eserinden önce gelir. Geleneksel kültür ürünlerimizi yeniden değerlendirirken, çeyiz sandıklarını da gündeme getirmenin zamanı gelmiştir. Eski çeyiz sandıkları örnek alınarak yapılacak olan yeni sandıklar, mobilya, dekorasyon ve hediye sektörlerinde yer alabilir. Çeyiz ve sandık dışı kadar içi de güzel olanın, zarf ile mazruf arasındaki uyumun eşsiz bir örneğidir. Kadın eliyle meydana getirilmiş olan uygarlık ürünlerinin en eskisi, sandıklarında saklanır. Sandıklardaki çeyiz, el değmemiş tarih arşivleri gibi, onları açıklayacak araştırmacıları bekler durur. Çeyiz; şehirli olsun, yörük veya köylü olsun, genç kadınların duygularını, sanatını, hayata bakışını yansıtır ve yapıldığı yörenin geçmiş kültürüne dair ipuçları verir. Çeyiz geçmişten bugüne toplumun genç kadın nesillerinin bir panoramasını bize ulaştırmaktadır. Yüz yıl önce de, bin yıl önce de, çeyiz her zaman genç kızlar tarafından işlenmiştir. Zaten bu kadar çok çeşitli, bu kadar çok heyecanı ancak genç ruhlar işleyebilir. Çeyiz işlemeleri gençlik kokar, çeyizden renk ve motif dolu bir can akar. Eskiden beri toplumda kadının yeterince söz sahibi olmadığı, kendini anlatamadığı, anlaşılamadığı söylenir durur ama yine de kimse yüzyıllardır çeyiz işlerinde kendini anlatan kadınların gizli lisanına kulak vermez. Çeyiz Sandığı'nı yazmaya başlarken uzaktan küçük yeşil bir vaha gibi görünen konu, yaklaştıkça büyüdü, sonunda dünya büyüklüğünde bir bahçenin içine girdim. O bahçeden, çiçekler toplamak, her tür ağacından bir meyve derlemek için bir ömrün yetmeyeceğini gördüm. Bilgi ve düşünceler Tanrının insana verdiği ışınlardır. İnsan yeteneğine, göre O'nun açtığı bilgi bereketinden alabildiği kadarını alıyor, toplayabildiği kadarını, aktarabiliyor. Bu kitapta aktarabildiğim bilgiler kimbilir, aslının kaçta kaçıdır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat