Alexis Gritchenko: İstanbul Yılları usta bir ressam, sanat eleştirmeni ve yazar olan Alexis Gritchenko’nun İstanbul günlerine odaklanıyor. Meşher, sanatçının büyük bir hayranlık duyduğu şehre ziyaretinin 100. yılında dönemin İstanbul’unu yansıtan 150’yi aşkın suluboya, guaş, karakalem ve yağlıboya eserini bir araya getiriyor.
İç savaş sebebiyle Moskova’dan kaçıp 1919–1921 yılları arasında İstanbul’a sığınan Ukrayna asıllı ressam Alexis Gritchenko (1883–1977), burada kaldığı süre boyunca, işgal döneminin zorlu şartlarına rağmen elinde not defteri, kalemi ve fırçasıyla sokak sokak gezdiği şehrin canlı limanları, pazarları, ibadethaneleri ve görkemli anıtlarında gözlemlediği hareketi eserlerine yansıtır. Şehrin tarihi hakkında derin bilgisi olan ressamı cezbeden detaylar, surların burçları arasındaki ince farklar, batan güneşin denize ve kubbelere nasıl yansıdığı ve sokaklarda karşısına çıkan feraceli kadınların zarif ama bir o kadar gizemli yürüyüşleridir. Tüm özellikleriyle ilgisini çeken bu şehir, kendi deyimiyle bahtsız günlerinde ona teselli kaynağı olur.
Gritchenko İstanbul’u resimlerinin yanı sıra anılarıyla da kayıt altına alır; şehirden ayrıldıktan neredeyse on yıl sonra, 1930 yılında, İstanbul’da İki Yıl 1919–1921, Bir Ressamın Günlüğü adlı anı kitabını yayımlar. Meşher ikinci sergisi “Alexis Gritchenko: İstanbul Yılları” ile ressamın notlarını bir izlek olarak kabul ederek, 1919–1921 yılları arasında yaptığı eserlerini kitabında yer alan anılarıyla birlikte değerlendiriyor.
Alexis Gritchenko: İstanbul Yılları usta bir ressam, sanat eleştirmeni ve yazar olan Alexis Gritchenko’nun İstanbul günlerine odaklanıyor. Meşher, sanatçının büyük bir hayranlık duyduğu şehre ziyaretinin 100. yılında dönemin İstanbul’unu yansıtan 150’yi aşkın suluboya, guaş, karakalem ve yağlıboya eserini bir araya getiriyor.
İç savaş sebebiyle Moskova’dan kaçıp 1919–1921 yılları arasında İstanbul’a sığınan Ukrayna asıllı ressam Alexis Gritchenko (1883–1977), burada kaldığı süre boyunca, işgal döneminin zorlu şartlarına rağmen elinde not defteri, kalemi ve fırçasıyla sokak sokak gezdiği şehrin canlı limanları, pazarları, ibadethaneleri ve görkemli anıtlarında gözlemlediği hareketi eserlerine yansıtır. Şehrin tarihi hakkında derin bilgisi olan ressamı cezbeden detaylar, surların burçları arasındaki ince farklar, batan güneşin denize ve kubbelere nasıl yansıdığı ve sokaklarda karşısına çıkan feraceli kadınların zarif ama bir o kadar gizemli yürüyüşleridir. Tüm özellikleriyle ilgisini çeken bu şehir, kendi deyimiyle bahtsız günlerinde ona teselli kaynağı olur.
Gritchenko İstanbul’u resimlerinin yanı sıra anılarıyla da kayıt altına alır; şehirden ayrıldıktan neredeyse on yıl sonra, 1930 yılında, İstanbul’da İki Yıl 1919–1921, Bir Ressamın Günlüğü adlı anı kitabını yayımlar. Meşher ikinci sergisi “Alexis Gritchenko: İstanbul Yılları” ile ressamın notlarını bir izlek olarak kabul ederek, 1919–1921 yılları arasında yaptığı eserlerini kitabında yer alan anılarıyla birlikte değerlendiriyor.